Aksaray University
FACULTY OF COMMUNICATION
REKTÖR ARIBAŞ: AKSARAY’A HİZMET ETMEKTEN GURUR DUYUYORUM

Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alpay Arıbaş ile öğrencilik döneminden rektörlük dönemine uzanan yaşam serüveni hakkında samimi ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Aslen Aksaraylı olup Türkiye’nin birçok yerinde yaşama fırsatı bulan Rektör Arıbaş gerek Aksaray’ın gerekse Aksaray Üniversitesi’nin kendisine ev sahipliği kavramını hatırlattığını belirtti. Rektör Arıbaş, başarıya uzanan süreçte, karşılaştığı güzellikleri ve zorlukları bizlerle paylaştı.

 

 

Dört İl Bir Diploma…

 

Bir memur çocuğu olduğu için Türkiye’nin çeşitli illerinde yaşama imkânı bulan Rektör Arıbaş, Bitlis’te doğup ilköğretim sürecini Ankara, Tokat, Kırıkkale ve Konya illerinde tamamlamış. Gittiği yerlerde karşılaştığı olanakları ve güçlükleri bizlerle paylaşan Prof. Dr. Alpay Arıbaş, yaşadıklarını şu sözlerle ifade ediyor: “Gittiğim yeni yerlerdeki çocuklara imrenirdim çünkü çoğunlukla yabancı ben olurdum. Elbette ki yeni ortam, yeni öğretmen, yeni mahalle, yeni okul, yeni sınıf arkadaşları bana yeni bir bakış açısı kazandırdı. Diğer taraftan tam intibak ederdik, ardından yeniden taşınırdık ve bir daha aynı süreci yaşardık. Yaşadığım bu süreç beni üzse de ikili ilişkilerim bu sayede gelişti ve çevremi genişletme olanağı buldum. Yeni insanlar ile tanışıp onlarla kaynaşıp arkadaş olmak iletişim becerilerimi olumlu yönde etkiledi.”

 

Konya Gazi Lisesi’nden mezun olduktan sonra lisans öğrenimini Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlayan Rektör Arıbaş, mecburi hizmetini Erzincan’da, askerlik görevini ise Ankara Genelkurmay Başkanlığı’nda yerine getirmiş. Rektör Arıbaş, dört yıldan fazla süren pratisyen hekimlik sürecinde mesleğin her kademesinde bulunduğunu ve bu durumun kendisi için büyük bir şans olduğunu belirtiyor. Hayatın içerisinde pişerek ilerlediğini ifade eden Arıbaş, pratisyen hekimlikten profesörlüğe kadar her kademede belirli sürelerde mesleki tecrübe edindiğini ve her kademenin kendi içerisinde zevkli ve sıkıntılı yönlerinin olduğunu vurguluyor.

 

Prof. Dr. Alpay Arıbaş, sorularımızı şöyle cevapladı.

 

Bir Aksaraylı olarak Aksaray ve Aksaray Üniversitesi sizin için neyi ifade ediyor?

 

2023 yılının Ağustos ayından bu yana Aksaray Üniversitesi Rektörü olarak görev yapıyorum. Aksaray’da olmak kendi evimde olma hissini uyandırıyor. Bir başka üniversitenin rektörlük görevine atanmış olsaydım, sanıyorum ki çocukluk yıllarındaki hissettiğim o yabancılık psikolojisini yaşayabilirdim. Dolayısıyla Aksaray Üniversitesi’nde yönetici olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Üniversitemize en iyi şekilde hizmet ederek çok sayıda projeyi hayata geçirmek istiyorum ve bunun için de büyük bir heyecan taşıyorum. Yapmak istediklerimi düşündüğüm zaman bile mutlu oluyorum, yapabilirsem çok daha mutlu olacağım.

 

Göreve geldiğiniz günden beri yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

 

Göreve başladığımda ilk olarak şehrimizde olmayan Teknopark projesine adım attık. Tıp Fakültesi’nin beklentilerini karşılamak ve akademik kadrosunu güçlendirmeye yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bazı ameliyatların burada yapılabilmesi için misafir hocaları davet edip burada ilk ameliyatları başlattık. Bu ameliyatları daha yaygın hale getirmek ve bu hususta canlı yayınlar yapmak için de hazırlık içerisindeyiz. Ayrıca Diş Hekimliği Fakültesi’nin Aksaray’a hizmet edebilmesi için çalışmalara başladık. Bu doğrultuda akademik kadronun da güçlendirilmesiyle birlikte bir sonraki eğitim ve öğretim yılı itibarıyla öğrenci almayı planlıyoruz.

 

“Gençlerimizin Elinden Tutuyoruz”

 

Ayrıca TEKNOFEST’e kurumsal olarak önem veriyoruz. Bu noktada roket, drone ve elektrikli otomobil ekibi kurarak TEKNOFEST için hazırlıklara başladık. ‘Bize el verin, biz araba çıkaralım’ diyen gençlerin söylemine sahip çıktık. Aksaray Üniversitesi’nin spor ve sağlık alanında ihtisaslaşmanın yanında mühendisliğe kayıp patente, teknolojiye ve sanayiye yönelik somut ürünler ortaya koyabilecek bir ekip oluşturduk.

 

Yeni projelerden 5’ine destek kararı alarak ihtisaslaşmayla ile ilgili mevcut dergimizin yüzünü, yöneticilerini, yayın kurulunu, başvuru sayfasını, internet bağlantısını değiştirip dergiyi tamamen İngilizce yaptık. Aksaray Teknopark’ın fiziki anlamda henüz bir mekânı yokken gerekli izinleri çıkararak öncelikle konteyner ile de olsa şirketleri kabul edebilecek duruma getirebilmek için çaba sarf ettik. Projemizin üç boyutlu mimari planını hazırladık, firmalar ile temasa geçtik. Şu ana kadar 45 ila 50 civarında firma bizim Teknoparkımıza gelmek için müracaatta bulundu. Aksaray Teknopark’ta projelerin somut ve endüstriyel ürünlere dönüşmesinin, şehir ve üniversite arasındaki iş birliğine önemli katkı sunacağını düşünüyorum. Proje ile AR-GE şirketleri kurulacak, firmaların kendi AR-GE’lerinden oluşan bilgi birikimi hocalarımızla paylaşılacak ve sinerjik bir güç doğacak. Patentli ürünlerin ortaya çıkması ile üniversitemiz bilimsel açıdan dünya çapında adını duyururken bir taraftan maddi imkânlar da sağlanmış olacak. Diğer yandan gençlerimizin mesleki anlamda tecrübelerini arttırmaya yönelik yurt içi ve yurt dışı üniversitelerle, kurumlarla ve özel sektör temsilcileriyle ikili protokoller imzaladık. Ayrıca Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu (TBMYO) atölyesinin deprem felaketinin ardından kullanılamaz hale geldiğini öğrendik ve uzun uğraşlar sonucunda ek ödenek çıkartarak yeni bir atölye yapımına başladık. Yine, sosyal ve kültürel etkinlikler düzenleyerek bilim insanlarını üniversitemizde misafir ettik. Orta Anadolu Kariyer Fuarı’na (ORAKAF) katılım sağlayarak öğrencilerimizin sektörle buluşmasına katkı sağladık. Öğrenci aktivite topluluklarının ödeneklerini dört katı arttırırken üniversitemizin dijitalleşmesi noktasında adımlar da attık.

 

Aksaray Üniversitesi içinde bulunduğu coğrafi koşullar dolayısıyla yeşil alan varlığı zaman alarak oluşturulan bir üniversite. Yeşil ASÜ için projeleriniz var mı?

 

Aksaray Üniversitesi coğrafik yapısı dolayısıyla normale kıyasla daha zorlu bir araziye sahip. Daha yeşil bir kampüs için özel bir çaba vermemiz gerekiyor. Ne yazık ki üniversitemizin arazi koşulları nedeniyle 100 fidan maliyeti 5 kat yükseliyor. Üniversitemiz, 5 milyon metrekare ile çok geniş bir alana sahip. Dolayısıyla üniversitemizi peyderpey yeşillendirme çalışmalarına devam edeceğiz. Özellikle yaz aylarında çalışmalar yaparak kampüsteki ağaç varlığımızı arttıracağız. Henüz fikir jimnastiği yaptığımız projeler var. Bu fikirlerimizi uygulayabilirsek çok büyük bir sürpriz olacak.

 

“Üniversitemiz Kabuğuna Sığmıyor”

 

Cumhuriyetin en genç üniversitelerinden olan ASÜ doluluk oranları ile ilk tercihler arasında yer alıyor. ASÜ kabuğuna sığmıyor diyebilir miyiz?

 

Doluluk oranları ile öğrencilerin ilk tercihleri arasında yer alıyoruz. Bir öğrencinin arayabileceği hemen her imkân Aksaray Üniversitesi’nde mevcut. Üniversitemizin başta engelli öğrencilerin engellerini ortadan kaldırma misyonuna sahip olması bizi tercih edilebilir kılıyor. Diğer yandan konferans salonlarımız, laboratuvarlarımız, dersliklerimiz ve kampüsümüz de öğrenci kapasitemizi karşılamaya yetiyor. Burada ifade etmek gerekir ki Aksaray Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Uygulama ve Araştırma Merkezi (ASÜBTAM), Türkiye’nin değerli laboratuvarlarından birine sahip. Büyüyüp gelişen bir üniversite olarak güçlü bir akademik kadroya sahibiz. Büyük başarılara imza atabilecek öğrencilerimiz var. Ayrıca tarihi ve kültürel anlamda zengin bir şehir olan Aksaray, merkezi konumu itibarıyla da bir cazibe merkezi.  Dolayısıyla gerek Aksaray’ı gerekse Aksaray Üniversitesi’ni niçin bir üst lige taşımayalım?

 

İsterseniz biraz da öğrencilik yıllarınızdan konuşalım. Rektör Prof. Dr. Alpay Arıbaş’ın öğrencilikteki bir günü nasıl geçiyordu? Başarılarınızı nasıl bir çalışma planına borçlusunuz? Bu yolda hiç pes ettiğiniz oldu mu?

 

Öğrencilik yaşamım boyunca hem ders çalıştım hem de sosyalleşme faaliyetlerine önem verdim. Üniversite sürecimde Kafkas oyunu başta olmak üzere diğer halk dansları ile ilgilendim. Aynı zamanda üniversite yıllarımda çokça gezdim, kitap okudum ve ikinci bir dil öğrendim.

 

“Puan Almak İçin Değil Merak Ettiğim İçin Okudum”

 

Daha çok öğrenmeye ve merakımı gidermeye yönelik çalıştığım için ders çalışmayı bir kavga olarak görmedim ve bu yüzden pes etmedim. Bu durum benim için bir yaşam biçimiydi. Evlendikten kısa bir süre sonra eşimle birlikte Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) çalışmaya başladık. Çevremizdeki tecrübeli arkadaşlarımızdan çalışma planı konusunda destek istedik. Eşimle birlikte tüm boş vakitlerimizi ders çalışarak değerlendiriyorduk.

 

Evimizin her yeri notlarla doluydu; kapı, duvar, mutfak… Ayrıca eşimle karşılıklı soru cevap yapıyorduk. Bazı konularda kısaltmalar yapıp çalışmaya eğlence katıyorduk ve aradan 30 yıl geçmesine rağmen hala bu konuları hatırlarız. Örneğin milföy hamurundan Milroy hastalığını hatırlıyorduk. Kendimizce tıbbi hastalıklar ve terimler içeren şarkılar üreterek kodlamalar geliştirip söylüyorduk. Açıkçası ömrümde hiç öyle çalışmamıştım.

 

“İlk Ansiklopedimi Okumaktan Paramparça Etmiştim”

 

Düşünce dünyanızı değiştiren ve hayatınıza yön veren bir kitap, film veya müzik oldu mu? Mutlaka izlemeli, okumalı ya da dinlemelisiniz dediğiniz bir eser var mı?

 

Okumaya olan ilgi ve merakım küçük yaşlardan itibaren başlamıştı. Hiç unutmuyorum… Babam bir öğretmen, o dönemde maaşının yarısı ya da üçte biri değerindeki paraya 7 veya 8 cilt ansiklopedi aldı. Bu ansiklopedide ilkokul öğrencileri için kısa, büyük puntolarla ve mavi renkle; ortaokul ve lise öğrencileri için daha küçük puntolarla ve daha geniş kapsamlı bilgiler yer alıyordu. Her ansiklopedinin ayrı bir içerik alanı bulunuyordu. Ansiklopedileri okumaktan paramparça etmiştim. Ansiklopedideki ‘Kim kimdir?’ sorularını hala hatırlıyorum. Henüz ilkokuldayken Jeanne d'Arc, Benjamin Franklin, Spartaküs, Uluğ Bey gibi isimleri bilirdim. İlkokul çağlarında okuduğum o ansiklopedi lise çağlarında bile bana genel kültür aşıladı. Bende iz bırakan eserlere gelince, kitaplar arasında Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Son Devrin Din Mazlumları’ isimli eseri; filmler arasında ise Şampiyon ve Çöl Aslanı Ömer Muhtar özel bir yere sahip.

Rektör Arıbaş’ın hobileri nelerdir?

 

Hakkâri, Şırnak, Tunceli ve Muş illeri dışında Türkiye’nin tüm illerinde bulundum ve dünyada da çok sayıda ülkeyi gezip gördüm. Eşimle birlikte en çok gastronomi turlarına katılmaktan keyif alıyoruz. Biz eşimle gezi hobimizin adına ‘boğaz turizmi’ diyoruz. Gittiğimiz şehirlerde, şehrin önde gelen esnaflarına şehrin en güzel yiyeceklerinin ne olduğunu, nerede ve ne yenilebileceğini sorarım.  

 

“Aksaray Üniversitesi’ni Dünyanın Sayılı Üniversiteleri Arasında Görmek İstiyorum”

 

Son olarak ASÜ’yü nerede görmek istersiniz?

 

Aksaray Üniversitesi Rektörü olarak atandığım günden, görevi devredeceğim güne dek üniversitemizi en iyi şekilde geliştirmeyi hedefliyorum. Küresel saygınlığa sahip, bilim alanında öncü bir üniversite olabilmemiz için var gücümüzle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Aksaray Üniversitesi’ni gelecek yıllarda görebildiğim kadar üst sıralarda görmek isterim.  

 

(Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alpay Arıbaş’a Kıymetli Vakitlerini Ayırdıkları İçin Teşekkür Ederiz)

 

Haber: Seda OLGUN

Fotoğraf: İrfan YÜCEL- Fatih VURGUN